Web Tasarım Ankara

ETİKOPOLİTİK 

İlginç Zamanlarda Güzel Niyetlere Bismillah

 

Halil İbrahim Yenigün 

halil@yenigun.net

12.05.2016 

 

Yazmak benim için zor bir uğraşı. Kendimi kaptırıp bir konuya ilişkin uzun uzun yazdığımı görenler aklıma bir konu geldiğinde elime kalem geçirdiğim gibi durmamacasına kalem oynattığım zehabına kapılabilir. Halbuki hayatta en büyük itmi’nan hissine yazmakla erişsem de bütün varoluşu yazmakla vücut bulan velût bir babanın düşünmekten ve zihinde kurgulamaktan yazmaya nadiren geçebilen bir çocuğu olmak düşmüş hisseme. 

İlginç zamanların ilginç tesadüflerine denk geliyor düzenli yazmaya koyuluşum. Çok düşünmüşümdür, Türkiye’nin farklı bir zaman diliminin farklı bir siyasî vasatına denk düşseydi olgunluğum, muhtemelen yazabileceğim bir mevkuteyle çoktan buluşmuş olurdum. Gerçi tavırlarımın kültürel olarak ait olduğum kesimde geniş bir karşılığının olmadığı bir duruma düşmeyi ve fikirlerimle kabul görmemeyi de ben seçmiş değilim. Ama itiraf edeyim siyasalın insanî varoluşumuzu rehin aldığı, sözün cephe savunmasının silâhından ibaret görüldüğü, hatta istiarelerimiz ve imgelerimizin bile savaşın karanlık diliyle şekillendiği zamanlarda bütün bunlar uğruna yazmamış olmanın bir lütuf olduğunu bilenlerdenim.  

Her zamanın getirdiği başka başka fırsatlar olduğu gibi başka başka imtihanlar da oluyor. Ben kendi bildiğimce bu zamanların imtihanını nasıl verebileceğimiz üzerine kafa yoruyorum. Bu zamanda yazmaktan anladığım da bu zihin emeğini yoldaş zihinlere açmak ve onları da birlikte kafa yormaya davet etmek. 

Benim zamana şahitlik daveti olarak adlandırdığım bu çabayı içinde bulunduğumuz mecrayı benimseyerek Adalete Davet şeklinde de anlayabiliriz. İlginçtir, bu sitenin ortaya çıkış hikâyesi ile benim kaderim çok da aynı düzlemde seyretmedi. Hayatımda farklı bir dönemi başlatan ve bu düzenli yazma meşgalesini benim için bir bakıma mümkün kılan bir bildiri sonrası salim zihinleri, o bildiriyi de eleştirmekten çekinmeden başka bir mutedil çizgiye davet için yola çıkanların vesile olduğu bir mecra burası. Onlardan değil de onların tenkitlerinin muhataplarından olmak varmış kaderimde. Fakat yine de onların “adalete davet” dedikleri ile benim “adalete davet” dediğim arasındaki farklılık beni buraya yakınlaştıran husus oldu.

Gücün, iktidarın, tahakkümün lezzetiyle ve hazzıyla zehirlenmenin cari olduğu bir vasatta, kendimizi adaletin mercii kılmadan, adillik iddiasında bulunmadan adaletten konuşmak istiyoruz biz. Hobbesçı bir zihin bu kadar adaletten konuşan ve her biri zaman zaman farklı bir şeylere adil diyen insanlardan hazzetmediği içindir ki iktidara sığınmaktan başka çare görmezdi. Muhtemelen de ondan meşgalemize “ahlâkçılık” yaftası vurarak güçlüye, yani güce tapınmaya devam ederdi. Halbuki biz yolda oluşumuzun farkında olduğumuz içindir ki adil dediklerimiz de birbirinden farklılaşabiliyor. Yine bu arayışta olmamızdır bizi ayrışmamızla birbirimize bağlayan; ortak yolculuğumuzu ve yoldaşlığımızı kafdağının ardındaki “adil”e çıkaran.

İşte siyasalın bütün varlığımızı teslim aldığı, ahlâkın siyasete çok çok asalak kılındığı bir vasatta ahlâkçılık yapmadan ahlâklanmanın arayışı bu ve bu yola karınca kararınca davet etmektir arzumuz. Sözün sofistçe suistimalini değil de ahlâkıyla ahlâklanmayı hedefliyorsak biz buna zamana şahitlik de diyebiliriz. “Şimdi neden yazmalı?” sorusu zamana şahitlikten başka ne için olmalı ki? Siyasallığın “gündelik” için pozisyon almak, mevzi açmak, “bizler” için cepheyi genişletmek suretlerinde tezahür edeninden yüz çevirmişsek, doğrunun peşindeliğimizi paylaşmak ve bunda kendimize yol arkadaşı aramak için değil midir yazmak?

Zamana şahitlikten de gündelikçe belirlenmek veya gündeliğe tepki vermeyi anlamayacağım ben. Sözgelimi İsmail Kahraman’ın laiklik tartışması açmasıyla laikliği yazmak için sıraya girenlerden olmayacağım ve mevkutelerde yazanların böyle bir vazifesi olduğunu da düşünmüyorum. Buna mukabil “zamanımızdan geleceğe hangi notu düşerek neyi bırakabiliriz?” olacak benim sorum.

Elbette ülkenin ve dünyanın gündemini kendi gündemimiz edinmek kimi zaman bence de zaruri ve değerli bir duruş olacak ama kendi yazı gündemimi kendim belirlemekten yanayım ben.  Dolayısıyla bu ilginç zamanlarda yeni bir siyasallığa ilişkin kısa değinilerle kimi yerlerde ifade ettiğim bazı fikirleri öncelikle açmak için kullanacağım bu mecrayı. Buna da etikopolitik bir duruş diyorum. Diğer bir deyişle, politikten hareketle etik olanı üretmekten, belki de tarümar etmekten ziyade ahlâktan siyasallığa yol alma arayışı; ahlâkın siyasalı ıskalamadan ve temellük etmeden yoğurabilme imkânını bulma çabası. 

Ve hiç bitmek bilmeyen ilginç zamanlarımız... Kimileri için her şeyin bittiği ve hoyratça tüketildiği bir zamanda başlangıçlar yapılabilir mi? Demokrasiden darbeyle, vesayetle mücadeleye; özgürleşmeden reforma, çağdaş siyasetin ulvî gösterdiği etikopolitik ne kadar ideal varsa her birinin muarızları zavallı göstermek için geliştirilen retorik hamlelere katık kılınarak retorik repertuarlara ustaca soğrulduğu bir zamanda konuşacak ne kalmış olabilir? Yaşadığımız ânın olağan siyaset mi, darbe mi, ara dönem mi olduğunu idrak ve ayırt bile edemeyecek bir kolektif iz’an sorununa düçar olmuşsak, siyasetin şeytanlığı ve şeytanlığın siyaseti her türlü darbe, vesayet ve bastırma dönemini geride bırakmış demektir.

Aslında işte bundan dolayı konuşmak, bazı sözleri yeniden kurmak ve paylaşmak gerekiyor; hele ki iktidar obsesyonundan âzâde kalmış, medeniyet ihyası misyonunun kamburuyla ezilmemiş ve eğrilmemiş zihinlerle.  Bunların üstüne istesem de kaçamayacağım ama kaçmak da istemeyeceğim bir miras var ki onu da kendim aydınlattıkça bulgu ve yorumlarımı paylaşmaya da çalışacağım. Farkındayım, çoğu yerde sözüme başlarken birçok kişi yarıda bıraktırılmış bir sözü devam ettirme misyonu yüklüyor bana, bazen de bundan değer veriyor, ama kimi de bunu bulamadığı için hayal kırıklığına uğruyor. Yarıda bıraktırılmış sözün devamcısı olmak benim altına giremeyeceğim çok iddialı ve ağır bir yük ama o sözün hiç olmazsa kimi tezahürlerini yaşatabilmek de en azından güzel olurdu. 

Bu güzel niyetlerle bismillah diyorum.

Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...