Web Tasarım Ankara
  • “KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI”NDAN TRAVMATIK KÖTÜLÜK ENDÜSTRİSİNE Gazze Aynasında Zulüm Endüstrisi, Yargılanma, Yok Etme ve Teşhir Etme
    “KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI”NDAN TRAVMATIK KÖTÜLÜK ENDÜSTRİSİNE Gazze Aynasında Zulüm Endüstrisi, Yargılanma, Yok Etme ve Teşhir Etme

    İsrail devletinin özellikle Gazze Şeridi’nde soykırıma yönelen katliamları, İbn Haldun’un, “Yenilen kavimler yenenleri taklit ederler” sözünün ötesine geçmiş, kötülük sıradan ve banal olmaktan çıkmış, ezilenlerin ıstırap ve acılarının istismarı üzerinden bir ‘kötülük endüstrisi’ üretimine yönelmiştir.

  • VEHBİ BAŞER: MİNNET ETMEDEN YAŞAYAN VE EYVALLAHSIZ GÖÇEN “SEMİTİK ÇIĞLIK”
    VEHBİ BAŞER: MİNNET ETMEDEN YAŞAYAN VE EYVALLAHSIZ GÖÇEN “SEMİTİK ÇIĞLIK”

    ‘Vehbi’ (Tanrı’nın kuluna lütfettiği, doğuştan gelen yetenek/kabiliyet) ismiyle müsemma her daim Tanrı vergisi/armağanı düşünme ve konuşma yeteneğini ‘kesbi’ bilgi birikimi ile taçlandıran Vehbi hoca, hiçbir kimseye, otoriteye, makama, çıkara, paraya, ilişkiye minnet etmeden tüm yaşamını bilmeye, araştırmaya, sorgulamaya ve anlamaya adamış ‘tutkulu’ bir ‘düşünür’dü.

  • YALAN İLE HAKİKAT ARASINDA SİYASET
    YALAN İLE HAKİKAT ARASINDA SİYASET

    Post-modern yalan döneminde, siyasi yalanlar basitçe olgusal hakikatleri çarpıtmak ya da manipüle etmenin ötesinde daha çok hakikat etkisi yaratacak eylemlerle işlevsellik kazanmaktadır. Post-modern dönemde siyasi yalanlar, bir hakikatin gizlenmesi ya da çarpıtılmasının ötesinde, düşmanlaştırılan ve ötekileştirilenlerin hak ettiklerini alenen teşhir etmeye yönelmiştir.

  • 14 MAYIS SEÇİMİ DEVR-İ SÂBIK YARATIR MI?
    14 MAYIS SEÇİMİ DEVR-İ SÂBIK YARATIR MI?

    Cumhuriyet tarihinde muhalefette iken iktidarın baskı, hukuksuzluk ve yolsuzluklarına karşı çıkarak bunlardan hesap sorulacağını iddia eden ve özgürlük, eşitlik ve adalet vâdi ile iktidara gelen tüm siyasal partilerin, muhalefette iken savundukları tüm ilkelerin altını oyacak politikalara imza atmalarının nedeni, devr-i sâbık yaratmamaları (geçmişin sorumlularından hesap sormama) ve var olan yönetsel koşul ve siyasi gücü kendi lehlerine kullanmaktan çekinmemeleridir.

  • “BİR ANARŞİSTİN KAZA SONUCU ÖLÜMÜ” OYUNU ÜZERİNE  TÜRKİYE’DE MUHALEFETİN SIRADANLIĞI YA DA İLKESİZ MUHALEFETÇİLİK
    “BİR ANARŞİSTİN KAZA SONUCU ÖLÜMÜ” OYUNU ÜZERİNE TÜRKİYE’DE MUHALEFETİN SIRADANLIĞI YA DA İLKESİZ MUHALEFETÇİLİK

    İlkesel dönüşüme hizmet edecek ve kendi zeminini oymayacak bir muhalefet tarzı ancak kendilik bilincinin içten dışa doğru katlanması ile ete kemiğe bürünecektir. Ne var ki direkt eyleyene/faile saldırı, tikellere takılıp kalmak, olgusal, kavramsal ve tümel düşünceye asla ulaşamamak ve en hafif tabirle ifade etmek gerekirse basitliktir.

  • HDP’Yİ KAPATMAK, MUHALİF KÜRT HAREKETİNİ REJİME ENTEGRE ETMEK VE DEVLETE MUTİ KILMAK AMACINI MI TAŞIMAKTADIR?
    HDP’Yİ KAPATMAK, MUHALİF KÜRT HAREKETİNİ REJİME ENTEGRE ETMEK VE DEVLETE MUTİ KILMAK AMACINI MI TAŞIMAKTADIR?

    Arap-İslam, Fars-İslam ve Türk-İslam imparatorlukları devlet geleneğinden mülhem Türkiye’de siyasal akıl, rejime “muhalif” ve devlete “düşman” gördüğü toplumsal ve siyasal hareketleri, sisteme eklemleme, rejime entegre etme ve kendine “iman” ettirme noktasında oldukça mahirdir. Cumhuriyet dönemi Türkiye’si, bu tespiti doğrulayacak çok sayıda örneğin adeta “test edilme ve onaylanma laboratuvarı” haline gelmiştir.

  • “PANDİGİTON” YA DA “BANVİRÜSON” İKTİDARIN YENİ BAĞLAMI: VİRÜS (“MİKROP”) POLİTİKASINDAN “HİÇ”İN SİYASETİNE!  İNSANIN KENDİ HAPİSHANESİNDE SELF-GÖNÜLLÜ KÖLELİK
    “PANDİGİTON” YA DA “BANVİRÜSON” İKTİDARIN YENİ BAĞLAMI: VİRÜS (“MİKROP”) POLİTİKASINDAN “HİÇ”İN SİYASETİNE! İNSANIN KENDİ HAPİSHANESİNDE SELF-GÖNÜLLÜ KÖLELİK

    Korona tehlikesi atlatılsa bile bundan sonraki süreçte, eğitimden endüstriye, din anlayış ve pratiğinden ticarete, kamu yönetimi ve siyasetten hukuka, yaşam tarzından eğlenceye, insan ilişkilerinden iktidar ilişkilerine, sosyolojiden savaşa, seks ve cinsellikten evliliğe, düğünden cenazeye kadar hayatın tüm alanlarında köklü bir dönüşüm yaşanacağı aşikardır.

  • “ÇANAK AYDIN“LIK
    “ÇANAK AYDIN“LIK

    Bir tür "çanak anten"e benzeyen çanak aydınlığın üç işlevi vardır: 1. İletme, 2. Yansıtma, 3. Yalama. Nasıl ki bir çanak anten belirli bir operasyon merkezinden gelen görsel ya da işitsel mesajları belirli ışık ve ses kırılmaları ile dağıtım ağlarına iletirlerler ve güç kaynaklarının çevreye yayılımında yansıtma işlevi görürlerse, çanak aydınlık da aynı işlevleri yerine getirirler.

  • BİR BAŞKA AÇIDAN 15 TEMMUZ
    BİR BAŞKA AÇIDAN 15 TEMMUZ

    Sivil direnişin ruhuna aykırı bir şekilde, ticari ve politik rantı üzerinden 15 Temmuz, darbeye direnen şehitlerimizin kanlarını akıtan tetikçi Hizmet”kar” çeteye yardım ve yataklık edenlerin şaşalı ve gösterişçi günah çıkartma operasyonuna dönüşmüş, tarih yaratan mitik bir efsane haline getirilmiştir.

  • BİR BAŞKA AÇIDAN 15 TEMMUZ
    BİR BAŞKA AÇIDAN 15 TEMMUZ

    Sivil direnişin ruhuna aykırı bir şekilde, ticari ve politik rantı üzerinden 15 Temmuz, darbeye direnen şehitlerimizin kanlarını akıtan tetikçi Hizmet”kar” çeteye yardım ve yataklık edenlerin şaşalı ve gösterişçi günah çıkartma operasyonuna dönüşmüş, tarih yaratan mitik bir efsane haline getirilmiştir.

  • MÜSLÜMANLAR ELİYLE MÜSLÜMANLIĞA VE MÜSLÜMANLARA “RIZA“ DARBESİ!
    MÜSLÜMANLAR ELİYLE MÜSLÜMANLIĞA VE MÜSLÜMANLARA “RIZA“ DARBESİ!

    Rızaya dayalı hegemonya, sadece Müslümanlara arzularını ve istediklerini vermiştir. Ancak bedeli çok ağır olan ve olacak olan iddiaları ve davalarından vazgeçmeleri karşılığında.

  • DİNDARLAR MÜSLÜMAN MI?
    DİNDARLAR MÜSLÜMAN MI?

    Dindarlaştıkça Müslümanlıktan yani tevhid, ahlak ve adaletten uzaklaştıran bir “din” anlayış ve uygulaması cari ise ortada bir sorun var demektir.

  • 15 TEMMUZ DEVRİMİ “KENDİ EVLADINI” YEMEDEN HİZMET”KAR” ÇETEYİ BİTİRMENİN 5 PRATİK YOLU
    15 TEMMUZ DEVRİMİ “KENDİ EVLADINI” YEMEDEN HİZMET”KAR” ÇETEYİ BİTİRMENİN 5 PRATİK YOLU

    Tetikçi Hizmet”kar” çetenin darbe girişiminin geri püskürten “baldırıçıplak” halk kesimlerinin gerçekleştirdiği “15 Temmuz Devrimi”, kurdun puslu ve kirli havayı sevdiği bir tarzda, tam da Hizmet”kar” çeteyi tarlaya süren ve sonuçtan nemalanmak isteyen güç odaklarının Fer”kurt” (Fergenekon”kurt”), Ulusal”kurt”, Ak”kurt” ve Er”kurt” (Ergenekon”kurt”) harekatına dönüşme potansiyeli taşımaktadır.

  • GÜLENİZM: “DİNCİ” KEMALİZM’DEN DECCAL’İN “DARBECİ ORDUSU”NA
    GÜLENİZM: “DİNCİ” KEMALİZM’DEN DECCAL’İN “DARBECİ ORDUSU”NA

    Gülenizm’in bir “dini” hareket olarak tartışılması, daima Hizmetkar şebekenin (network-mafyatik ağ) ekmeğine yağ sürmek ve onun kötü emellerine alet olmak ve ona “hizmet” etmekten başka bir şeye yaramamıştır. Halbuki Gülenizm, bir “dini” hareket olmaktan ziyade, “dinci” görünüm altında hokkabazlık yapan, çıkara, ilişkilere, derin bağlantılara, istihbari manipülasyonlara, aldatmalara dayanan oldukça “seküler, maddi ve pragmatist” bir harekettir.

  • 15 TEMMUZ 2016: HALKIN TETİKÇİ MAŞA ASKERE “DARBE” GÜNÜDÜR
    15 TEMMUZ 2016: HALKIN TETİKÇİ MAŞA ASKERE “DARBE” GÜNÜDÜR

    15 Temmuz 2016 tarihi, Türkiye’de esas darbeyi askerin değil, askerin de içinden çıktığı “halk”ın yapabileceğini gösterdiği, cuntacı ve vesayetçi askere halkın “karşı darbe” ile cevap verdiği gündür.

  • AHMET ÖZSOY: DİRENEN HALK “DARBE”Sİ ŞEHİDİ
    AHMET ÖZSOY: DİRENEN HALK “DARBE”Sİ ŞEHİDİ

    Ahmet Ağabey, senin aziz hatıran, darbecilere verdiğin büyük ders, her birimizin her daim bu darbe girişimini unutmamak ve ondan ders almak adına, 15 Temmuz 2016 şehid olduğun tarihi ve günü inşallah unutmayacağız ve unutturmayacağız. Sen artık direnen darbe şehidlerinin sembol ve öncü ismi oldun. Aziz hatıranı inşallah gücümüz yettiğince yaşatmaya çalışacağız. Yılmayacağız ve tüm kötülüklere ve zulme karşı direneceğiz. Senin gibi vakurlu ve haysiyetli bir şekilde.

  •  İktidarın Arka Bahçesi Olmak Ya Da İHH’dan Sonra Sıra Kimde?
    İktidarın Arka Bahçesi Olmak Ya Da İHH’dan Sonra Sıra Kimde?

    İslam tarihinde devlet, topluluk (cemaat) ve ulema ilişkisi oldukça sorunludur. Müslüman devletin zulme sapan ve sömürü içeren uygulamalarına karşı duruş sergileyen, İslam’ın sivil ve toplumsal ruhunu zalim Müslüman iktidar öbeklerine karşı koruyan ve bu uğurda direniş hareketlerini destekleyen Müslüman alimler, akımlar ve hareketler olmuşsa da (Harici, Şii ve Mutezili devrimci ve temekküncü muhalefet hareketleri), İslam tarihinde hakim kod, cemaatin çoğunluğunun ve ulemanın genellikle devlet ve iktidar safında yer aldığıdır.

  • “MUKTEDİR” VE “İKTİDAR”IN AŞIRI DESTEKÇİLERİNE ARZUHALİMDİR
    “MUKTEDİR” VE “İKTİDAR”IN AŞIRI DESTEKÇİLERİNE ARZUHALİMDİR

    Bizlerin amacı, Allah'a karşı şehadet görevini yerine getirmek ve tarihe tanıklık etmektir. Rabbim yarın sorduğunda, neden uyarmadın neden sessiz kaldın, neden kirlilik, pislik ve hukuksuzluklara bildiğin ve gördüğün halde karşı çıkmadın dediğinde, Allah'a karşı söyleyecek inşallah sözümüz olacaktır. Sizlerin de sözlerinin olmasını canı gönülden niyaz ederim.

  • Benim Ölüm “İyi” Senin Ölün “Kötü” Sendromu
    Benim Ölüm “İyi” Senin Ölün “Kötü” Sendromu

    Kendi kavmi, mezhebi, dini, ırkı, etnisitesi, cemaati, ideolojisi ya da dünya görüşünden olmayan masum insanların katledilmesi ya da bombalanması sonucu “ölüm”lerinden insanlık adına utanmak ve insan olmaklık halinden ötürü üzülmek şöyle dursun, neredeyse zevk duyacak hale gelen her düşünce, kavim, din, mezhep, ırk, ideoloji ve dünya görüşünden insanların çoğunlukta olduğu bir dünya, hakikate dair gidecek yolu kapatmış demektir.

  • BİLİMİN TİCARİLEŞMESİ: “PARACI” AKADEMİK TEŞVİK SİSTEMİ VE BİLİMSEL KONGRE SİMSARLIĞI
    BİLİMİN TİCARİLEŞMESİ: “PARACI” AKADEMİK TEŞVİK SİSTEMİ VE BİLİMSEL KONGRE SİMSARLIĞI

    Her gün büyük huzursuzluk ve sorgulama ile içinde bulunmak durumunda kaldığım akademyanın içler acısı bu haline paralel olarak, akademisyenleri “para” için araştırma ve bilim yapmaya özendiren, aslında niteliksiz obez bilgi ve malumat yığınının oluşmasına vesile olan “akademik teşvik sistemi”, beklenenin aksine bilimin ticarileşmesi ve sahtekarlıkla örüntülü bir bilgi ve malumatfuruşluğun oluşmasına katkı yapacak hale gelmiştir.

  • NEO-LİBERALİZM, TÜRKİYE VE MÜSLÜMANLAR
    NEO-LİBERALİZM, TÜRKİYE VE MÜSLÜMANLAR

    Neo-liberalizm, Türkiye ve Müslümanların iktisadi, sosyolojik ve siyasi dönüşümlerini ele alan bu mülakat, Nida Dergisi'nin 175. sayısında (Mart-Nisan 2016) yayınlanmıştır.

  • “KURAL”LI TOPLUM MU, “KRAL”LI TOPLUM MU İSTİYORUZ?
    “KURAL”LI TOPLUM MU, “KRAL”LI TOPLUM MU İSTİYORUZ?

    “Olmayan” İslam dünyası ve “ebedi şeflik” bedenini “kutsal reislik” ruhu ile perçinlemeye çalışan muhafaza”kar” “yeni Türkiye” tiyatral sahnesinin en büyük sorunlarından birisi de, “kural”lı toplum olmak yerine, “kral”lı toplum olmaklık halini sürdürmeyi tercih etmesidir.

  • “KUTSAL ÇOBAN“ KÜLTÜ ÜZERİNDEN SÖMÜRGELEŞEN MUHAFAZA”KAR”LIK
    “KUTSAL ÇOBAN“ KÜLTÜ ÜZERİNDEN SÖMÜRGELEŞEN MUHAFAZA”KAR”LIK

    Ak Parti’nin devletleşmesi ile birlikte, muhafaza”kar” toplum kesimleri nezdinde, Erdoğan’ın, adeta “kutsal tek adamlık” mertebesine çıkartılmasının sebeplerinden birisi de, tarihsel ezilmenin yarattığı acı ve özlem olduğu kadar, tarihsel İslam siyaset zihniyetinin yöneten-yönetilen ilişkilerine dair “halifetullah” söylemi ve “çoban” ve “sürü” metaforunun dinsel bir nitelikte ete kemiğe bürünmesidir.

  • KEMALİST “BEDENİ” TAHKİM EDEN MUHAFAZA”KAR” İSLAMCILIK “RUHU”
    KEMALİST “BEDENİ” TAHKİM EDEN MUHAFAZA”KAR” İSLAMCILIK “RUHU”

    Şerif Mardin, 30 Eylül 2003 tarihinde Ruşen Çakır’a verdiği bir mülakatta (Vatan, 30.09.2003) aynen şöyle demiştir: “AKP’nin iktidarda olması Kemalizm’in bir başarısı sayılmalıdır”. Mardin’in sözünden ilham alarak, yaklaşık 13 yıl sonra daha ileri giderek, Türkiye’de İslami köklerden gelen iktidar sayesinde, Kemalist “bedeni” tahkim eden bir tür siyasi muhafaza”kar” İslamcılık “ruhu”nun oluştuğunu iddia ediyorum. Başka bir deyişle, bugünün şartlarında Türkiye’de, “seküler” Kemalist “bedene”, “manevi/muhafaza’kar’” “ruh” üflenerek, Kemalist “beden” hepten güçlendirilmiştir.

  • “GÜÇ“ÜN İMANI
    “GÜÇ“ÜN İMANI

    Paranın, lüksün, şatafatın, konforun, kibrin, tahakküm ve gösterişin dünyası haline gelen günümüzde, tüketime dayalı meta-teknolojik muhafaza”kar”lıkta eriyen dindarlık, kendini “Powertheism”de (güç tapıngaçlığı) gerçekleştirmenin arzusu ile yanar tutuşur hale gelmiştir.

  • “Kutlu Doğum” Dindarlığına “Hizmet”e Hayır! (Milat, 17.04.2014)
    “Kutlu Doğum” Dindarlığına “Hizmet”e Hayır! (Milat, 17.04.2014)

    “Kutlu Doğum” haftası, “hizmet”kar şebekenin 1989 yılındaki girişimi sonucu, Türkiye Diyanet Vakfı’nca (TDV) başlatılan ve sonradan Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı (TDİB) tarafından da desteklenerek, 1994 yılından itibaren Peygamberimizin doğum tarihinin Miladi takvime göre 20 Nisan olduğu kabul edilip, ilgili tarihin Miladi takvime göre sabitlenmesiyle Hazreti Muhammed’e ilişkin etkinliklerin yapıldığı haftanın adıdır.

  • “Kandil Dini” (Milat, 18.05.2015)
    “Kandil Dini” (Milat, 18.05.2015)

    Her biri belirli gün ve zaman dilimine hasredilen/hapsedilen Mevlid, Regaib, Mirac ve Berat gibi tarihsel ve geleneksel İslam’ın tabir caizse “yortu günleri” haline getirilen kandiller, daha çok Pavlus’çu Hıristiyanlığa benzer bir biçimde aşırı ritüellere boğularak bağlam ve özgünlüğünden kopartılan bir “kandil dini” tesis etmiştir.

  • Adem Çaylak'la Mülakat (Müslümanların Devlet ve İktidarla İmtihanı)
    Adem Çaylak'la Mülakat (Müslümanların Devlet ve İktidarla İmtihanı)

    Bu mülakat, bir yayın kuruluşu tarafından 7 Haziran 2015 seçimlerinden 1,5 ay önce yapılmış ancak yayın kuruluşu ve Adem Çaylak bazı konularda anlaşamadığı için yayımlanamamıştır.

  • Ey Bir Kısım Müslüman Aydın! Siz(inl)e Soru(nu)m Var!
    Ey Bir Kısım Müslüman Aydın! Siz(inl)e Soru(nu)m Var!

    Ey bir kısım Müslüman ya da Muhafaza”kar” gazeteci, yazar, ilim ehli ya da akademisyen aydınlar! sizi “rahatsız etmeye” geldim. Sizlere sesleniyorum! İktidar “siz”de değilken var olduğunu sandığımız az çok muhalifliğinize güvenerek, belki kırıntı düzeyinde “eleştirel aklı”nız kalmıştır umuduyla, sizlerin “kalb-i akıl” ve yüreklerinize seslenmek istiyorum.

 

 

İletişim Formu

Ad Soyad:
E-posta:
Telefon:
Mesajınız:
Kategori: Yazarlar